Mustafakemalpaşa İlçe Kaymakamı Adem Saçan, dün Mustafakemalpaşa’da yayınlanan yerel bir gazetede yer alan OSB Başkanı Erhan Onar’ın sözlerine ilişkin yazılı açıklamada bulundu.
Kaymakam Saçan’ın basın aracılığıyla kamuoyu ile paylaşmak istediği
açıklamalar aynen şöyle. “Tatilimi geçirdiğim esnada 20.07.2009 tarihli yerel
bir gazetede yayınlanan ‘Böylede Çamura Yatılmaz ki’ başlıklı ve şahsımı
ilgilendiren haberin varlığını ve içeriğini öğrendim.
Hakkımda ortaya atılan iddialar ile ilgili açıklamalar aşağıya
çıkartılmıştır. 1-Erhan Onar benim üslubumdan bahsetmektedir. Oysa teessürle
görüyorum ki bir oda Başkanının Devleti temsil eden Kaymakamı zan altında
bırakma girişimi, gerçeklerden uzak Kamuoyunu yanıltmaya yönelik bir takım kirli
ve karmaşık hareketlerin çıkış noktasını başka yöne saptırmakta ve kendisini
haklı çıkarma telaşı içerisindedir.
2-Sürekli olarak yazıda Sayın Saçan olarak bahsettiği ve nerede ise itham
ettiği kimse bu Mustafakemalpaşa’nın Devleti temsil eden Kaymakamlık Makamıdır. Kişiler fani,
görevler devamlılık ifade ederler.
İlçe Kaymakamı Adem SAÇAN gider, bu koltuğa başka bir meslektaşım oturur. 28
yıllık meslek hayatımda bir oda başkanının Kaymakamlık makamına bu şekilde dil
uzattığına ilk defa şahit oluyorum. Bu kadar süre içerisinde Devletin
Kaymakamının hiçbir karanlık işin içerisinde olması söz konusu değildir. Bu
kadar uzun meslek hayatım süresince bu şekilde menfaat ile ilişkilendirildiğim
olmamıştır. Türkiye’de bir söz vardır. Soğan yiyenin ağzı kokar.
Eğer Sayın OSB yönetim Kurulu Başkanı Erhan ONAR şahsım ile ilgili bu konuda
en ufak bir bilgiye sahipse hemen durmadan İçişleri Bakanlığı’na,
C.Başsavcılığı’na, Valilik Makamına herhangi bir vatandaş gibi konuyu iletme
hakkına sahiptir. Benim Yönetim Kurulu üyelerini baskı altına aldığımı iddia
edecek kadar, ileri gitmektedir. Acaba ben de tersini iddia ediyorum. Birileri
Erhan ONAR’a öldürsen oy vermeyiz derken, aynı gün birilerinin baskısı ile nasıl
oy verdiklerini kamuoyundan neden gizlemektedir.
Bu konuda kimin baskı yaptığını Müteşebbis Heyetini toplayarak bizzat Erhan
ONAR ile tek tek yüzleştireceğim. Eğer baskı yaptırdığımı ispat ederse
dediklerimi aynen kabul ettiğimi basın önünde ilan edeceğim. Ama ispat edemezse
hukuki hakkımı saklı tutmak kaydıyla kendisini kamuoyu önünde müfteri ilan
edeceğim. Bu bağlamda kapı kapı dolaşarak imza ettirdiği ve baskı ile bu kararı
aldırdığım korkunç bir yalan ve iftiradan ibarettir.
Yer tahsisi ile ilgili karar almadan önce ilgili şirket yetkilileri ile
yapılan toplantıların bir kısmında ben bulunmadım ama Erhan ONAR hepsinde
bulunmuştur. Konu ile ilgili teknik açıklama ve tavsiyeleri Erhan ONAR bizlere
bizzat kendisi yapmıştır. Kamuoyunda sanki bu kararın kendi bilgisi dışında ve
kapalı kapılar ardında alındığı ifadeleri tamamıyla kamuoyunu yanıltmaya
yöneliktir. İmza meselesinde ise; olayı saptırmaktadır.
11 kişilik mütevelli heyetten 9’u imzalamıştır. Zaten bu oy yasal olarak
fazlasıyla yeterlidir. Ancak orada Şeref ERDOĞAN imzasını göremeyince; hiçbir
art niyet taşımaksızın en az Erhan ONAR kadar hukukum olan Şeref Bey’e telefon
ederek “Şeref Bey sizin imzanız yok” dedim, kendisi de “Sayın Kaymakamım bir az
sonra gelerek imzamı atacağım” dedi.
3-Açıklamasında söylediği gibi güneş gerçekten balçıkla sıvanmaz. Ama kim
güneş kim balçık zaman içerisinde ilahı adalet ortaya çıkaracaktır. Bunu en iyi
de Erhan ONAR bilmektedir. Çok şeyi en az bizim kadar bilmesine rağmen sanki hiç
duymamış gibi davranması ve burada birtakım yanlış işler oluyor gibi konuşması
çift kişilini sergilemektedir.
4-Sayın Erhan ONAR Yönetim Kurulu Başkanlığına seçildiği tarihe kadar,
kamuoyu önüne çıkıp Mazinc ile ilgili konuştuğu tek bir cümle ve açıklama varsa
tüm kamuoyuna göstersin. O tarihe kadar bundan önceki yönetim ile sürekli
paralellik içerisinde olmuştur ve aynı düşünceleri paylaşmıştır. Kendisi de her
zaman Adnan GÜLTAŞ benim kardeşimdir.
Ona canımı dahi veririm diye ifadelerde bulunmuştur. Benim şahsım için de
“Ben ANAP yönetiminde çalıştım, daima da ANAP’lıyım. O dönemde sizin gibi bir
Kaymakamımız olsa idi sizi elimizin üstünde tutardık.
Siz gibi bir idareci bu memlekete gelmedi.”diyen Erhan ONAR’a ne oldu da
şimdi Adnan GÜLTAŞ’la küs ve benim gibi yere göğe koyamadığı Devletin
Kaymakamına dünkü gazetedeki ifadeleri kullanmakta tereddüt etmeden cüret
göstermektedir. Kimden bu cesareti almakta, kimin adına konuştuğunu kamuoyu ile
paylaşma yürekliliğini gösterebilecek midir?
Kimin adına bu lafları etmektedir. Seçildiği yönetim gerçekten seçilmiş bir
Yönetim Kurulu mu? Yoksa atanmış bir Yönetim Kurulu mu? Bu sorulara cevap
verebilecek mi? Konu tamamen bundan ibarettir.
Bu olay çarptırılarak 10 üye zorla imzalamış gibi görüntü vermesi tam bir art
niyettir. Dönüşüme müteakiben o zaman ki Mütevelli Heyetini toplayarak kimler
baskı ile imzalamış, baskıya maruz kalmış kamuoyu ile paylaşacağım.
5-Sonuç olarak sanki o zamanki yönetimi Marzinc firması ile paydaş haline
getirme gayreti son derce çirkin ve yakışıksız bir durumdur. Şu anki yönetim
gerçekten o firmanın zararları veya faydaları hususunda mı yahut bazı kirli
işlerin yerinme gelmediği için intikam misyonu içerisinde mi? buradaki bütün
yönetimi kastetmediğim aşikardır.
Çünkü bizim dönemimizde de Yönetim Kurulu üyesi olan Sayın Erdem YALÇIN o
zaman bizimle birlikte çalışırken kapalı kapılar ardında bir mizansenin uzantısı
mıydı? Eğer bizim dönemimizde kapalı kapılar ardında bir yanlışlık olduysa o
döneme aittir. O dönemde bizimle birlikte çalışan eski Belediye Başkanı Hayri
ÖZTETİKLER, Erdem YALÇIN, Refik TÜKENMEZ ve Orhan TEZSEZEN gibi arkadaşlarımız
gerek mütevelli heyette gerek yönetimde gerekse ticaret odası meclis başkanlığı
gibi görevler almıştır.
Dönüşüme müteakiben bu arkadaşlarla bir araya gelerek Erhan ONAR’ın
iddialarının ne anlama geldiğini kamuoyu önünde tartışacağım. Marzinc
yetkilileri ile belki kişisel olarak en az karşı karşıya görüşen şahsıma karşı
kamuoyu önünde öküz altında buzağı arama yöntemi ile akılları karıştırmak, akıl
ve izan dışıdır. Hesap veremeyeceğim hiçbir şey yoktur, 28 yıldır çalıştığım her
yerde vatandaşımın hakkını koruyarak, hep halkımın yanında olarak ve Devletimin
emirlerini harfiyen yerine getirerek kişi müessese kurum ayırt etmeksizin, adil
bir idareci olmaya çalıştım. Mustafakemalpaşa ilçesinde çalıştığım 5 yıllık
süreyi de Mustafakemalpaşa halkının takdirlerine arz ediyorum.
Sözlerimi şöyle tamamlamak istiyorum. Altına çamur atmakla altın değerinden
bir şey kaybetmez, üzerindeki çamur silinince altın ortaya çıkar. Bu iddiaları
dönüşümde halkım ve kamuoyu önünde ancak yüz yüze paylaşacağım.
Bir daha söylüyorum. Hiçbir şekilde verilmeyecek
hesabım olamaz.
Ben Devletimin ve halkımın hizmetçisiyim. Asıl karanlık işler ile uğraşanlar,
kendi karanlıklarında boğulacaktır.
Kamuoyuna saygılarımı arz ederim.
(Adem SAÇAN Mustafakemalpaşa Kaymakamı)”
