Madeni Eşya Odasından Birlik Yemeği

Mustafakemalpaşa Madeni Eşya Odası 29 Mart 2017 Çarşamba günü akşamı İlçe kaymakamı Mustafa Masatlı’nın katılımı ile oda üyelerini yemekte buluşturdu.

Mustafakemalpaşa Madeni Eşya Odası Başkanı Önder Aydın yemekte yaptığı konuşmasında “Esnaf Sülalenin Memur Oğlu İlçemizin Gururu Türkiye İdareciler Birincisi Çok Değerli Kaymakamım Çok Değerli Üyelerimiz. Basınımızın Güzide Üyeleri Hepinizi saygı ve sevgilerimle selamlıyorum. Değerli hazirun sizleri Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Silah arkadaşları ve tüm şehitlerimiz için 1 dakikalık saygı duruşu ve istiklal marşımızı okumaya ardından da bir fatiha okumaya davet diyorum.

Odamızın düzenlemiş olduğu bu ‘Birlik beraberlik ve istişare yemeğinde sizlerle bir araya gelmekten büyük şeref duyuyoruz.

Esnafımız sadece ekonomik alanda değil, sosyal ve kültürel hayatımızda da önemli işlevlere sahiptir. Osmanlı’da toplumu yönlendiren esnaf sanatkârlarımız bugün de toplumsal bütünlüğümüzün en büyük teminatıdır.
Her ailede bir esnaf veya zanaatkâr bulunduğunu unutmadan, Türk toplumunda böylesine önemli yeri bulunan esnaflarımıza her alanda sahip çıkmalıyız.

Unutmayalım ki; Bir mahalledeki esnafın ışıkları sönerse o sokak zifiri karanlık olur.

Değerli üyelerimiz göreve geldiğimizden buyana sizlere en iyi şekilde hizmet etmenin haklı gururunu yaşıyoruz. Elimizden geldiğince kanunlar çerçevesinde bize ulaşan tüm üyelerimizin sıkıntılarına çözüm bulmaya çalışıyoruz. O damızın kapısı tüm üyelerimize sonuna kadar açık.

Büyükşehir Yasası’nın yürürlüğe girmesiyle birlikte esnaf odalarının asgari ücretin %10’u olan üye aidatlarının %20’ye yükseldi. Bu konu tamamen İlçemizin Merkez ilçe konumuna girmesinden ibarettir. Biz oda üyelerden aidat toplanmasına her zaman karşı olduk. Odaların farklı gelir kaynakları ile birlikte hem esnafın odamızla irtibatta olması hemde odaların faal olması anlamında defalarca Birlik Başkanımız Arif Tak’ın da dile getirdiği defter tasdiklerin, işyeri açma kapama ruhsatlarının odalar tarafından verilmesi gibi birkaç işlemin odalara devredilmesi ile bu olay rahatça çözülmüş olur.

Değerli üyelerimiz Erasmus Projesi kapsamında hazırladığımız Projemizi ulusal ajansa sunduk. Allah nasip ederse üyelerimizi bu projenin onaylanması halinde üç ülkeye götüreceğiz. Tamamen tüm masrafları Avrupa Birliğinden karşılanacak bu proje kapsamında katılımcılarımızın dil sorunu yaşamaması adına her çarşamba günü akşamı odamızda İngilizce kursları düzenliyoruz bu kurslar her Çarşamba devam etmektedir. Üyelerimizin kurslara katılmalarını rica ediyorum.

Sözlerime son verirken Bu vesileyle Üç ayların başlangıcı Dünyamıza ve Ülkemize Huzur getirmesini diler tekrardan sizleri saygı sevgi ve muhabbetle selamlıyorum hoş geldiniz şeref verdiniz.”dedi.

İlçe kaymakamı Mustafa Masatlı ise konuşmasında “Esnaf bir ailenin çocuğu olarak sizlerin masasına oturmaktan ve sizinle birlikte birkaç lokma yemekten mutluluk duyuyorum. Çorum’a gittiğim zaman arkadaşlarımla ‘1071 Malazgirt Zaferiyle milletimizin Anadolu’yu şereflendirdiğini, 1071 den 1453’e kadar Anadolu’ya yerleşildiğini ifade ettikten sonra, 1453 yılında İstanbul’un fethiyle, Avrupayla aramızda kalan Bizans Devleti’nin yıkarak, Osmanlı’nın Avrupa’ya da açılmasını sağlandığını, Kanuni döneminde çeşitli fetihlerle şu anki topraklarımızın yaklaşık 25 katına ulaştık. Fakat fetihlerle ilerlerken, üretime vakit ayıramadık. Ülkelerinde Osmanlı’nın adaletiyle huzur içinde yaşayan Avrupa Devletleri ise, bu avantajlarını iyi kullanarak üretime yöneldiler.

Üretim ve Sanayileşme ile ilerleyen ülkeler, güçlü bir hal alınca; üretimde bulunamayan Osmanlı İmparatorluğunda da geriye doğru bir gidiş başladı. Cumhuriyetini kurmasına kadar çöküş devam etti. Gazi, ileriyi görebilen, bir lider ve devlet adamıydı. İzmir İktisat Kongresi ile ekonomiye milli hedefler tayin etti. İşte tüm bunları fark eden Gazi Mustafa Kemal, Türkler, Türk Malı alınız, Türk Malı kullanınız. Türk parası, Türk toprağında kalsın’ diye halka seslenip, herkesi yerli üretime destek vermeye çağırmıştır. Fakat daha sonra ilerlememizi istemeyen dış mihraklar çeşitli zamanlarda ve çeşitli sebeplerle darbe, ekonomik yaptırım gibi çeşitli metodlarla, yerli üretimin hız yitirmesini sağlamış, Türkiye’nin kendi ayaklarının üzerinde duran büyük bir ekonomi olmasını devamlı surette engellemişlerdir.

Son yıllarda gezi olayları ile başlatılan karanlık süreç, 17-25 Aralıkla devam ettirilmeye çalışılmış, ancak başarılı olamayan bu şer odakları milli iradeyi ortadan kaldırmayı ve ülkemizi parçalamayı amaçlayan hain çevreler darbe girişiminde bulunmuşlar, bunda da başarılı olamayınca ekonomik olarak ülkemizi köşeye sıkıştırmaya çalışmaktadırlar. Dolayısıyla gelişmekte olan ve dünyanın 17. ekonomisi haline gelen Türkiye’yi bugün ekonomik olarak yıkmaya çalışmaktadırlar. Bir ülkenin ekonomik olarak kalkınabilmesi ve büyümesini devam ettirebilmesi, ithal ettiğinden çok daha fazlasını İhraç edebildiğinde olduğunu, eğer ithalatınız ihracatınızdan fazla ise; o zaman cari açık meydana geldiğini, bu durumda ülkemizdeki parada, yabancı ülkelere doğru bir akış olur. Buda milli paramızın değer kaybetmesine yol açar.

Tam tersi İhracatımız, ithalatımızdan fazla olursa bu durumda ülkemize para girişi fazlalaşacağından, hem milli paramızın değeri artar, hem de ülkemizin istihdam ve refah seviyesi yükselir.”dedi.