Mustafakemalpaşa’nın kırsal Güvem Mahallesi’nde kapasite artırmak isteyen bir mermer ocağına karşı mahalleli harekete geçti.
Mermer İşletmesi’nin kapasite artışına giderek ilave kırma eleme tesisi kurmak için talep ettiği ÇED raporunun İnceleme ve Değerlendirme Komisyonunca uygun bulunmasına, Güvem halkı karşı bir yazıyla itirazda bulundu.
Bursa Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Müdürlüğü’ne yapılan yazılı itirazda, devlet destekli yaban mersini projesinin de başladığı bölgede tarım, hayvancılık ve sulak alanların tehlike altına girdiğine dikkat çekildi.
‘SULAR TÜKENDİ, HASTALIKLAR ARTTI’
Güvem Mahallesi’nde faaliyette bulunan maden işletmeleri yüzünden yöre halkının tarım, hayvancılık ve sağlık konularında zorluk çektiği vurgulanırken; “Yeraltı su ve dere kaynakları kurumuş, arazilerinin bir kısmı mermer tozu ile kaplanmıştır. Kanser vakaları artmıştır. Tonaj ihlali yüzünden yollarımız bozulmuştur. Çalışan mermer ocakları farklı farklı 160 metre derinliğe ulaşan sondaj kuyuları açmıştır. Bölgemize devlet destekli 40 bin adet yaban mersini fidanı dikilmiştir. Özel ürün olması sebebi ile mermer tozundaki kalsiyumun toprak ve sudaki ph değerini yükselteceğinden yaban mersini üretiminin yapılamayacağı kesindir. İşletmenin talep ettiği ÇED raporuna itiraz ediyoruz. Faal olan işletmelerin denetlenmesini arz ediyoruz” denildi.
Mustafakemalpaşa’da 1984 yılından beri aylık 2 bin ton mermer üretimi yapan Mermer İşletmesi, Devecikonağı Güvem Mahallesi’nde kapasite artışına giderek ilave kırma eleme tesisi kurmak için harekete geçti.
Bu kapsamda hazırlanan Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Raporu; Bursa Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Müdürlüğü tarafından uygun bulundu. Ardından resmi prosedür gereği rapor, halkın görüşüne sunuldu. Mahalle sakinleri, kapasite artışı ve ilave tesise karşı çıktı. Bir toplantı gerçekleştiren Güvemli’ler, tesise karşı düzenlenen kampanyada çok sayıda imza toplarken, ilgili kurumların yanı sıra CİMER’e şikâyette bulundu, ÇED Raporu’na yazılı itiraz da yapıldı.
VATANDAŞ İTİRAZ ETTİ
Vatandaşların itiraz gerekçeleri; mera çeşmeleri ile mahalle çayının kuruması, tonajlı araç trafiğinin artmasının yanı sıra tarım ve hayvancılığın bitme tehlikesi olarak sıralandı. Maden işletmelerinin 160 metreye kadar kendilerine özgü sondaj açmalarının mahalleyi yeterince zorladığı kaydedildi.
Ayrıca mermer tozları tarafından kaplanan bazı tarım alanlarının yok olduğu belirtildi.
YABAN MERSİNİ ÜRETİMİ DARBE ALACAK
İlave tesis kurulmak istenen söz konusu kırsal bölgede devlet destekli yaban mersini projesine başlandı. Proje çerçevesinde şuana kadar 40 bin kökten fazla ekim yapıldı. Mermer ocağı kapasiteyi artırdığında saçılacak tozların ph değerini yükseltmesi ve yaban mersini üretimini durma noktasına getirmesinden korkuluyor. Öte yandan yine korunan ayı gülü gibi bitkiler de bölgede yoğun olarak bulunuyor. Mermer ocağının endemik örtüye de zarar vereceği kaydedildi.
‘KÖYÜMÜZDE YAŞAYAMAZ OLDUK’
Güvem Mahallesi’nden ÇED raporunu karşı ilgililere ulaştırılan karşı yazıda şu sözlere yer verildi; “Güvem Mahallesi kısmen kırsal bölge olup, geçimini hayvancılık, orman işçiliği ve tarımdan sağlamaktadır. Mahalle etrafında 10 adet mermer ocağı işletmesi aktif çalışmaktadır. Bunun yanında açılıp, şu anda faaliyet göstermeyen fakat hiçbir şekilde ağaçlandırılmayan, çevre düzenlenmesi yapılmayan işletmeler var. Mahallemizin yerleşim alanına ve tarlalarımızın hemen dibine açılması için ruhsat başvurusu yapılan iki ayrı işletme bulunmaktadır. Mermer kırma eleme tesisi kurmak için istenen izine halk olarak kesinlikle karşıyız. Bir şirketin izin alması demek, Mermer OSB’deki bulunan diğer firmalarında gelip bu bölgede tesis açmasına gerekçe sayılabilir. Bu kadar mermer ocağının Güvem halkına çok fazla zarar vermektedir Kesilen mermerlerin sularının dinlendirme çukurlarından taşması sonucu arazilerimizin bir bölümü mermer suyu ve tozuyla örtünmüş olup, kullanılamaz hale gelmiştir. Mermer suyu mahalle deremize ve su kaynaklarımıza karışmakta olup, sulama ve çeşme sularımız konusunda sorunlar oluşturmaktadır. Fidanlar gelişmemekte, hatta kurumakta ve kanser vakaları hızlıca artmaktadır. Mahallemizde sulama kanalı, baraj, gölet bulunmamakta, halkımız su ihtiyacını doğal kaynaklardan karşılamaktadır. Açılan derin sondaj kuyuları meradaki su kaynaklarının, dere yataklarının kurumasına sebep vermektedir. Mahallemizde uygulanan projede kapsamında ilk etapta 40 bin kök yaban mersini ‘blueberry’ fidanı dikilmiştir. Mahallemizin ikliminin, toprak yapısının ve suyunun ph değerlerinin yaban mersini fidanı için uygun olması, halkımız için bir umut olmuştur. Fakat mermer tozu içerdiği kalsiyum yüzünden ph değerini yükselmektedir. Yüksek ph değerlerinde ürünü yetiştirmek imkânsızdır. Kaldı ki yollarda araçların (ağır tonajlı çekici) oluşturduğu toz bulutlarından bahçelerimize ektiğimiz sebzelerimizden verim alamıyoruz. Yoğun işleyen ağır tonajlı (yasal olmayan) araçlar yollarımızı bozmakta, oluşturdukları toz yüzünden pencerelerimizi açamaz, çamaşırlarımızı asamaz, kapı önünde, köy meydanında oturamaz hale geldik. Sayın yetkililer; Bizler insanız, yaşlıyız, genciz, çocuğuz, canız. Yıllardır hayvanımızı otlattığımız, suladığımız, ekinimizi ekip meyvelerimizi yetiştirdiğimiz köyümüzde yaşamak istiyoruz. Yaşama hakkımızın elimizden alınmamasını istiyoruz.”
Haber Kaynağı: Mücadele Gazetesi (Ferhat Çalışan)
