Sendikalardan YÖRSAN işçilerine destek

Sendikaların ortaklaşa düzenledikleri Susurluk ilçesindeki organizasyonda şehir mezarlığı önünde toplanan yaklaşık 4 bin kişi,
sloganların yazılı olduğu çeşitli pankartlarla birlikte Cumhurluk Alanı’na davul-zurna eşliğinde yürüdü. Emniyetin izin listesinde yer almayan pankart ve dövizler miting alanına sokulmazken, kortejdeki vatandaşlarda polis tarafından didik didik arandı.

Yaklaşık 500 polisin görev yaptığı ‘1 Mayıs Kutlaması ve YÖRSAN İşçilerine Destek Mitingi’nde alandaki panzer ve çelik kuvvet dikkat
çekerek adeta kuş uçurtmadı.

148 gün önce YÖRSAN’dan çıkarılan yaklaşık 400 işçiye destek vermek için alanda toplanan sendika ve parti üyeleri ‘YÖRSAN İşçisi
Yalnız Değildir’ diye slogan attılar.

Cumhurluk Alanı’nda toplanan işçilere karanfil atan sendika başkanları barış ve özgürlük adına gökyüzüne güvercin uçurdular.
Susurluk ilçesindeki 1 Mayıs Kutlamaları ve YÖRSAN İşçilerine Destek Mitingi’nde YÖRSAN’dan çıkarılan işçiler adına konuşan bir
işçinin ardından kürsüye gelen Türk-İş Balıkesir Temsilcisi ve aynı zamanda Balıkesir Tes-İş Sendikası Başkanı Feridun Yükselir, Disk Temsilcisi Ali Başaran, Kesk Temsilcisi Ekber Gün, Susurluk Şeker-İş Sendikası Şube Başkanı İsmail Karadayı, Tek Gıda-İş Sendikası Ege Bölge Başkan Yardımcısı Gürsel Köse miting alanında toplanan işçilere hitaben birer konuşma yaptılar.

Tek Gıda-İş Sendikası Örgütlenme Uzmanı Ömer Seyfettin Atılgan sunuculuğundaki organizasyonda konuşan sendikacılar ‘1 Mayıs birlik ve mücadele gününü YÖRSAN’daki mücadeleye katkı sağlamak için Susurluk ilçesinde bayram havasında kutluyoruz. İşten çıkarılmanın 148. gününü dolduran YÖRSAN’daki direniş, Türkiye’deki sendikalı örgütlenme açısında kırılma noktasıdır, mihenk
taşıdır.’diyerek şöyle konuştular.

‘Herkes için sosyal adalet, bağımsızlık, demokrasi, özgürlük, eşitlik, barış. Tüm dünya emekçilerinin birlik mücadele ve dayanışma
günü olan 1 Mayıs’ı kutlamak için Türkiye’nin dört bir yanında alanları dolduran işçilere, kamu çalışanlarına, öğrencilere, siyasi partilere, demokratik kitle örgütlerine merhaba. AKP Hükümetinin zulmüne, İstanbul Valisinin despotluğuna karşı 1 Mayıs emekçilerin gözbebeği Taksim Meydanı’nda kutlamak isteyen, gaz bombalarına maruz kalan gözbebeklerimize, emekçilere selam olsun. 2008 yılı 1 Mayıs’ı, son yıllarda yaşadığımız en önemli tarihsel dönemeçlerden biri olmuştur. 6 yıla yakın bir zamandır iktidarda olan AKP Hükümetinin emekçilere, demokrasiye, özgürlüklere yönelik tahammülsüz ve antidemokratik tavrı en açık biçimiyle ortaya serilmiştir. 2008 1 Mayıs’ı yıllardır özgürlük ve demokrasi laflarını yalnız ve kendi çıkarları söz konusu olduğunda aklına getiren AKP
Hükümetinin riyakarlığını adeta turnusol kağıdı gibi açığa çıkartmıştır.

Açığa çıkan AKP’nin karanlığıdır. Açığa çıkan AKP’nin baskıcılığıdır. Açığa çıkan AKP’nin emek düşmanlığıdır. Konu türban olduğunda ‘Özgürlük sevdalısı’ kesilenler, konu kapatma davası olduğunda ‘Demokrasi havarisi’ kesilenler, konu 1 Mayıs olduğunda, konu emekçiler olduğunda ‘Taş’ kesilmektedir. AKP iktidarı boyunca oynadığı oyunu bu sene de oynamıştır. Yapılan yarı resmi açıklamalarla kamuoyunda büyük beklentiler yaratıp ardından geleneksel çizgiye teslim olan, ondan bir adım bile sapmayan AKP Hükümeti, yine aynı numarayı yapmıştır. Daha önce Kürt sorununun çözümü, demokratikleşme adımları, anayasanın değiştirilmesi, 301. maddenin kaldırılması konularında kamu oyunda beklenti yaratıp sonradan yan çizen AKP, 1 Mayıs konusunda da yan
çizmiştir. SSGSS Yasasının kamuoyunda tartışıldığı günlerde 1 Mayıs’ı tatil edebiliriz söylentilerini çıkartarak emekçilerin öfkesini yatıştırmayı amaçlayan AKP, 1 Mayıs’ı emekçi bayramı olarak tatil etmek yerine, ‘Emek ve Dayanışma Günü’ ilan edip verdiği sözlerin arkasında durma cesaretini gösterememiştir.

AKP 1 Mayıs’ı ve 1 Mayıs meydanlarını emekçilere yasaklayabilmek için öyle gerekçeler üretmiş, öyle laflar etmiştir ki, emekçilerin öfkesini kazandığı gibi komik durumlara da düşmüştür. 1 Mayıs’ tatil ilan etmenin maliyetinin 2 milyar YTL olduğu, Türkiye’de zaten çok sayıda tatil olduğu gibi gerçeklerle uzaktan yakından ilgisi olmayan gerekçeler AKP’nin konuya olan yaklaşımının ciddiyetsizliğini ve samimiyetsizliğini göstermiştir. Aynı AKP 1 Mayıs’ın Taksim Meydanı’nda kutlanmasına önce başbakanın ‘Ayakların başları yönettiği bir yerde kıyamet kopar’ lafıyla karşı çıkmış, ardından ‘Taksim’e çıkmak anayasaya karşı gelmektir.’e kadar uzanan demeçlerle adeta emekçiler terörize edilmeye çalışılmıştır. Oysa geçen 1 Mayıs’ta da gördük ki, 1 Mayıs’ta ortaya çıkan şiddetin kaynağı devlettir. Hükümetinden, valisine, emniyet müdürüne kadar herkes Taksim Meydanı’nda yaşanan şiddetin sorumlularıdır. Günlerdir yaptığı açıklamalarla ortamı sürekli geren İstanbul valisi, İstanbul’da adı konulmamış bir sıkı yönetim ilan etmiştir. Emeğin haklarına ve değerlerine saygı duymadan, ne demokrasiye sahip çıkılabilir, nede özgürlüklere iktidarda olduğu yıllar boyunca daima emek karşıtı siyaset yürüten, İMF ve Dünya Bankası güdümünde emperyalist politikalarla emekçileri sefalete mahkum eden AKP’nin bu tutumu
şaşırtıcı olmadı. Kamu emekçilerinin grev ve toplu sözleşme hakkını tanımayan, bizleri sefalet ücretlerine mahkum eden, işçilerin kıdem tazminatlarına göz diken, kadınların eşitlik taleplerini görmezlikten gelen, gençleri baskı altında tutan, SSGSS yasasıyla sağlık ve sosyal güvenlik haklarımızı elimizden alan, AKP hükümeti’nden başka bir şey beklemiyorduk zaten. Bizler yılmayacağız. AKP
emperyalist politikaları uygulamakta ne kadar kararlıysa, bizde haklarımız ve geleceğimiz için mücadele etmekte o kadar kararlıyız.

Toplumsal mücadeleler tarihi göstermiştir ki, emekçilerin, yoksulların, ezilenlerin kararlılığı karşısında hiç kimse duramaz.
Bizler bugün dün olduğundan çok daha inançlı, çok daha kalabalık ve çok daha cesuruz. SSGSS yasasına karşı verdiğimiz kararlı mücadele, emekçilerin ortak mücadelesiyle neler yapabileceğini göstermiştir.

Emekçiler birlikte mücadele ederse 1 Mayıs da bayram olur, emekçiler birlikte mücadele ederse 12 Eylül’ün yasakçı yasaları ortadan
kalkar, emekçiler birlikte mücadele ederse Kürt sorununa barışçıl, demokratik bir çözüm getirilir, emekçiler birlikte mücadele ederse savaşlar durur, emekçiler birlikte mücadele ederse başka bir Türkiye, başka bir dünya kurulur.

Buradan hep birlikte söz veriyoruz. Karanlığın, baskıların, yoksulluğun, sefaletin, dünyasına karşı, başka bir Türkiye kuruncaya
kadar mücadele edeceğiz. Yaşasın 1 Mayıs. Yaşasın emekçilerin birlik, mücadele ve dayanışma günü.’

Yürüyüş ve miting, Balıkesir İl Emniyet Müdürü Coşkun Hayal, Susurluk İlçe Emniyet Müdürü Ahmet Erkut Erol ve Belediye Başkanı İsmail Güneş’in kontrolü noktasında akşam saatlerine doğru olaysız bir şekilde tamamlandı.