Sivil Toplum Platformu Tatkavaklılıları Bilgilendirdi

Sivil Toplum Platformu Başkanı Seyit Ali Geçici açılış konuşmasında, kurulmak istenen tesis hakkında Tatkavaklılılara bilgi verdikten sonra, Bursa’dan gelen sivil toplum örgütleri temsilcileri, tesisin zararları hakkında konuşmalar yaptılar.

Doğa-Der Yönetim kurulu üyesi Caner Gökbayrak konuşmasında, hükümetin Tarıma karşı bir yıldırma politikası izlediğini belirterek, çiftçinin tarım yapmasını engellemek istediklerini, çiftçiye verilen desteklerin kaldırılarak ve girdi maliyetlerini arttırarak çiftçiliğin engellenmeye çalışıldığını söyledi.

Yine bu amaçla verimli tarım arazilerinin üzerine kirletici tesislerin kurulmasına izin verilerek, tarım arazilerinin kullanılamaz hale getirilmek istendiğini belirten Gökbayrak, ‘Çördük Köyünde de aynı senaryoyu gördük, ama
oradaki birlik ve beraberlik sayesinde, bütün halkın bu tesise karşı çıkmasıyla o tesisin kurulmamasını sağladık.

Aynı birlik ve beraberliği bugün Tatkavaklı Beldesinde de görüyorum. Bu şekilde birlikte karşı çıkılması halinde bu tesisinde burada kurulamayacağına inancım tamdır.’ Şeklinde konuştu.

Bursa Makine Mühendisleri Odası Şube Sekreteri Remzi Erişler ise yaptığı konuşmasında teknolojinin gelişmesiyle birlikte hayatımıza çeşitli endüstriyel ürünlerin girdiğini, tabii olarak insanlarında teknolojinin nimetlerinden
faydalandığını belirterek, hayatımızı kolaylaştıran bu ürünlerin imali sırasında bazı atıkların oluştuğunun altını çizdi.

Yaklaşık 200 yüzyıl önce Buharın itme gücünden yararlanmaya başlayan insanların son 50 yıl içerisinde uzaya gidebilecek duruma geldiğini belirten Erişler, ‘teknoloji hızla üzerinde yaşadığımız dünyayı kirletti.

Artık gelişmiş ülkeler şu makineyi yapalım da nasıl yaparsak yapalım, şu ürünü elde edelimde nasıl elde edersek edelim mantığını aşmış bulunmaktadırlar.

Üretecekleri teknolojik ürünlerin çevreye ve doğaya nasıl daha az zarar verebileceğini tartışmaktadırlar. Hatta öyleki o ürünün üretiminde minimum dahi çevreye zararı olacağını gördüklerinde kendi çevreleri kirlenmesin diye başka
ülkelerde bu tür ürünleri üretmektedirler.

Mesela Fransa’da hiç çimento fabrikası yoktur. Fransızlar Türkiye’de çimento üretip ülkelerine götürmektedirler. Hurda demir işlenmesi Avrupa’da terk edilmiştir, oradaki fabrikalar sökülüp birer birer Türkiye’de faaliyete
geçmektedirler.

Şu an Türkiye kendi ihtiyacının üç katı kadar Demir Çelik üretmektedir ve Türkiye’nin ihracatında Demir Çelik çok önemli bir yer tutmaktadır.

Avrupa’da, Demir Çelik Üretiminin çevreye ve insanlara verdiği zararlar tespit edilmiş, bu tür tesislerin kurulması halinde, doğabilecek zararlardan dolayı bu tesisler büyük bir tazminat ödemek durumunda bırakılmıştır.

Bu sebeple bu tür yatırımcılar çevre ve insan sağlığının kanunlarla korunduğu Avrupa ülkeleri yerine, Türkiye gibi bu kanunların işlemediği gelişmekte olan ülkelerde bu tesisleri faaliyete geçirmişlerdir.

İşte sizin köyünüzde yapılmak istenen tesislerden bir tanesi de budur. Unutmayın buraya bu tesisi kurdurduğunuz taktirde tüm Mustafakemalpaşa LEKELENECEKTİR.

Kimse buraya Mustafakemalpaşa demeyecektir.

Mustafakemalpaşa’dan Atıkların olduğu yer diye bahsedilecektir. Ürettiğiniz domatesi, biberi kimse almayacaktır. Gazetelerden okuyorsunuz, Rusya biberleri almamış, domatesleri almamış, meyveleri almamış, Sebebi ürünlerin üzerinde kirlilik bulunması. İşte sizin ürünlerinizde bu şekilde Pazar bulamayacak ve ürettiklerinizi satamayacak duruma geleceksiniz.

O yüzden Mustafakemalpaşa’nın lekelenmesine izin vermeyin.’ sözlerine yer verdi.

Nilüfer yerel gündem 21 genel sekreteri Mehmet Kartal ise hükümetin bu tür politikalarını eleştirirken, yabancı firmaların Türkiye’yi yavaş yavaş ele geçirdiğini anlatarak, bu ve bunun gibi tesislerin çevreye verdiği zararlardan
bahsetti.

Mustafakemalpaşa Organize Sanayi Bölgesinin bu tesise inşaat izni vermemesi gerektiğini belirten Kartal:

“Eğer siz hep birlikte OSB den bu talepte bulunup, Milletvekillerinize, Kaymakamlığa, bu tesisi istemiyoruz derseniz. Bu tesis buraya kurulamaz. Ama sizlerin de çaba göstermesi gerekli. Hiçbir şey yapmadan, oturursanız. Gelirler ve Tesisi kurarlar. Bir daha istediğiniz kadar dava açın hatta davayı kazanın değişen bir şey olmaz. İznik’te kurulmuş Cargill isminde bir tesis var.

Dokuzuncu davayı da kazanmamıza rağmen tesis 5 yıldan beri faaliyetini sürdürüyor. O yüzden burada kurulmak istenen tesise inşaat ruhsatı verilmemesi lazım’ sözlerine yer verdi.

Toplantıda bulunan OSB Yönetim Kurulu Başkanı Erhan Onar’da yaptığı konuşmasında; ‘Bizlerde OSB Yönetimi olarak bu tesisin Mustafakemalpaşa’ya kurulmasını istemiyoruz.

Hep birlikte el ele vererek bunu başarabiliriz’ sözlerine yer verdi.

Belediye Meclis Üyesi Galip Çakmakçı ise Belediye olarak bu tesisi istemelerinin mümkün olmadığını belirterek, alınabilecek her türlü önlemde belediye olarak Sivil Toplum Platformunun yanında olduklarını söyledi.

Konuşmalardan sonra sorulan sorulara da cevap veren Bursa Sivil Toplum Örgütleri temsilcileri:

“Eğer bu tesisin olumlu olduğunu söyleyebilecek birileri varsa yüz yüze gelip tartışmaya her zaman hazırız.”

şeklinde görüş beyan ederek, tesis yetkilileriyle de tartışmaya hazır olduklarını açıkladılar.