Körfez Depremi’nden (17 Ağustos 1999) iki hafta önce Yalova Termal kaplıcalarında olağandışı değişimler görülmüştü. Kaplıcalarda zemin birden çatlamış, ve su sıcaklığı 50 dereceden 80 dereceye çıkmıştı. O dönemde yetkililer bu durumu dikkate almadılar. 1992’deki Erzincan depreminden önce de böyle bir durum gerçekleşti. Birbirine çok yakın kaynaklarda birbirinden farklı sular çıktığı saptanmış. O sularda da bozulma ve karışma olduğunu içeren bilgiler bilim adamlarınca yetkililere bildirilmiş fakat yine dikkate alınmamış, 13 Mart 1993’te Erzincan’da büyük deprem meydana gelmişti.
Su gazları: Karbondioksit, metan ve radon gazı içeriği artar.
Su tadı: Su acılaşır ya da tatlılaşır.
Suda koku: Çürük yumurta ve kükürt kokusu gelir.
Su kimyası: İletkenlik, radon, civa, helyum, karbondioksit artışı gözlenir.
Kabarcıklar: Su içinde hava kabarcıkları oluşur.
Dere suları: Kesilir, kurur ya da çoğalır.
Termal suların olduğu bölgelerde; 30 – 40 senedir belli düzende çalışan termal kaplıcalarda su sıcaklığın birden artması durumunda değişimlerin bilim adamlarına hemen bildirilmesi gerekli. Mustafakemalpaşa Tümbüldek Kaplıcaları’na su sıcaklığını ölçen termometreler kurulur sıcaklıkların değişimleri GPRS ile yetkililere gönderilir ise; üzerinde ismi ile anılan fay hattı bulunan Mustafakemalpaşa’da depremden saatler önce hatta günler önce olası can kaybını çok çok azaltabiliriz.