DOLAR
34,7246
EURO
36,4633
ALTIN
2.948,03
BIST
9.681,11
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Bursa
Hafif Yağmurlu
9°C
Bursa
9°C
Hafif Yağmurlu
Salı Hafif Yağmurlu
10°C
Çarşamba Çok Bulutlu
12°C
Perşembe Hafif Yağmurlu
13°C
Cuma Hafif Yağmurlu
12°C

Yaşamını yitiren 19 işçinin tazminat davaları görülmeye başlandı

Büyyöy’deki bir maden ocağında meydana gelen göçükte yaşamını yitiren 19 işçinin yakınlarının maden firması aleyhine açtığı 5 milyon 795 bin liralık manevi ve sembolik olarak açılan 100’er liralık tazminat davaları görülmeye başlandı.
 

Yaşamını yitiren 19 işçinin tazminat davaları görülmeye başlandı
Yavuz Süt Mamülleri Mustafakemalpaşa

Mustafakemalpaşa Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen davaların ilk duruşmasında, hayatını kaybeden 19 işçinin yakınlarının avukatları Mehmet Çetin, Adem Baştürk ve Ercan Sümer, maden firması avukatları Yalçın Doruk, Yusuf Kör ve Cahit Çakır ile firma yöneticileri Fahrettin Şolpan, Hayrettin Çelik ve Bayram Erdoğan’ın avukatı Faruk Taşmaz hazır bulundu.

Taraf avukatlarının dilekçelerini mahkemeye sunmasından sonra söz alan ölen işçi yakınlarının avukatı Mehmet Çetin, bilirkişi raporlarına göre, maden ocağındaki havalandırmanın 40 santimetrelik borularla yapılması gerekirken “12 santimlik bahçe hortumuyla” yapıldığını ileri sürdü.

Davalı firma ve yetkililerinin tamamen kusurlu olduğunu, kastı aşan durumların söz konusu olduğunu iddia eden Çetin, şöyle konuştu: “Ocak 10 yıldır denetlenmesine rağmen bilirkişi raporuna göre 12 temel eksiklik tespit edildi.

Bunlar ölümcül eksikliklerdir. Bu eksiklikler giderilmemesine rağmen ocağın çalışması ve olayın meydana gelmesi bir kaza değil ağır kusur ve ihmaldir. İşçilerin tamamı olayda havasızlıktan ölmüştür. Ocağın girişi var, çıkışı yok. Kurtarma ekibi bulunmuyor. 100 kişi çalışıyor olsaydı hepsi ölecekti. Ocakta bantla gelişigüzel sarılmış kablolar, evde kullanılmayan ampuller var. Bütün bu ihmalleri göz ardı edip buna kaza diyemeyiz. Bütün ihmallere rağmen ocakta işçi çalıştıran davalıların tamamı bu işten sorumludur.” Dedi.

Çetin, olaydan sonra ölen işçilerin aileleriyle görüşen firma yetkililerinin “Ölenleri zorla mı soktuk oraya” dediğini öne sürerek “Tabii ki zorla sokulmadı ama çalışma şartları böyle olmamalıydı. Ölen işçilerin aileleri halen psikolojik tedavi görüyor” dedi.
Maden ocağı sahibinin 5 kez tutuklama talebine karşın tutuklanmamasının müvekkillerinin acısını daha da artırdığını ifade eden Çetin, “Manevi tazminat talebinin dikkate alınmasını istiyoruz. Olayla ilgili delil ve tanıklarımızı sunacağız” diye konuştu.

Çetin, daha sonra, kazanın ardından bir televizyon kanalında yayınlanan 45 dakikalık programın CD’sini mahkeme heyetine sundu. CD’de Bükköy Madenciliğe ait inceleme raporları, Türkiye Kömür İşletmelerinin örnek tesisleri, madendeki eksiklikler ile ocakta çalışan, kazadan kurtulan bazı işçilerin değerlendirmelerinin yer aldığı öğrenildi.

Bükköy Madencilik firması avukatlarından Yalçın Doruk, maden ocağının 1954 yılından bu yana çalıştığını, o tarihten beri düzenli olarak denetimlerinin yapıldığını söyledi.

Denetimlerde tespit edilen eksikliklerin kazaya yol açacak noksanlıklar olmadığını iddia eden Doruk, eksikliklerin sadece evrak boyutunda olduğunu öne sürdü.

Olayla ilgili düzenlenen raporda işçilerin ellerinin altında antigrizulu malzeme bulunduğunun belirtildiğini ileri süren Doruk, şunları kaydetti: “Ölen işçilere hizmet içi eğitim verilmiştir. Antigrizulu malzeme olduğu halde işçilerin bunları istememeleri ve kullanmamaları, onların kusurlu olduğu raporda belirtilmiştir. Ülkemizde 3,5 milyon işsizin bulunduğu göz önüne alındığında aylık 700 lira ile iş imkanı sunulması, sigorta primleri ve vergilerinin ödeniyor olması işçiler için bir nimettir.”

Firma avukatlarından Yusuf Kör ise iddiaların yersiz ve abartılı olduğunu ileri sürerek, maden ocağındaki havalandırmanın hem doğal hem tali olduğunu, tespitlerde ocaktaki havanın yeterli olduğunun ortaya çıktığını iddia etti.

İddia edildiği gibi havalandırma hortumunun 40 santimetre olması yönünde zorunluluk olmadığını savunan Kör, maden ocağında yaşanan olayda tüm çalışan işçilerin ölmediğini, bir kısmının yaralandığını söyledi.

DURUŞMADA GERGİN ANLAR

Davacı avukatlarının ocakta bahçe hortumuyla havalandırma yapıldığı yönündeki ifadesinin rencide edici olduğunu belirten Kör ile ailelerin avukatları arasında gergin anlar yaşandı.

İddialara karşı kendisini zor tuttuğunu belirten Kör’e karşılık veren ailelerin avukatları, “Hem bahçe hortumuyla havalandırma yapacaksınız hem de 19 kişiyi öldüreceksiniz. Bir de sinirleneceksiniz. Bunlardan rencide olacaksanız olun” dedi.
Yalçın Doruk’un “34 yıllık avukatım. Böyle duruşma görmedim” sözüne avukat Mehmet Çetin, “34 yıl daha çalışsan görmeyeceksin” diye karşılık verdi.

Asliye Hukuk Mahkemesindeki ilk duruşmada avukatlar arasında yaşanan gerginlik adliye binasının dışına taşındı. Avukatlar arasındaki tartışmaya ölen işçilerin bazı yakınları da katıldı.

Avukatlara tepki gösteren aileler olayda yakınlarını kaybettiklerini ancak karşı tarafın bunu anlamadığını söyledi.
Avukatların üzerine yürüyen, ‘Sadaka istemiyoruz’ diyen işçi yakınları, davalı vekillerinin duruşmada söylediklerine anlam veremediklerini belirtti.

Ölen işçilerden Erol İkiz’in eşi Neslihan İkiz, avukatların acımasızca yaklaşımda bulunduğunu belirterek, ‘Firmanın bankaya yatırdığı 15 bin lirayı çekmemiz için evimize gelen avukat, mahkemede rencide olduğunu söylüyor. Nasıl rencide olabiliyorlar? Bizim ne durumda olduğumuzun önemi yok mu?’ dedi.

Firma avukatlarının duruşmada kendilerini üzen ifadelerde bulunduğunu söyleyen İkiz, şöyle konuştu: ‘700 liranın nimet olduğunu söylüyorlar. 7 kat yerin altına iniyorlar, 700 lira ne ki? Canlarını ceplerine alıp madene giriyorlar. Hep kapılara bakıyorum. Baktıkça ağlıyorum. Eşimin gittiği an halen gözümün önümde. Kapıya bakıyorum, yeni gitmiş gibi geliyor. Çok zor günler geçiriyorum.’

Davacı avukatlarından Mehmet Çetin ise adliye çıkışında yaşanan olayları tasvip etmediğini ifade ederek, böyle olayların yaşanmamasını diledi.

Firmanın olayda tamamen kusurlu olduğunun raporlarca tespit edildiğini belirten Çetin, mağdur ailelerin hakları için mücadele verdiklerini kaydetti.

Dostmedya Haber’i sosyal medyada takip ederek, son dakika Mustafakemalpaşa Haberleri’ne anında ulaşabilirsiniz.